Birbirinden çok farklı dinamikleri var tabiki iki işlemin de birinde sabitsin ve fotoğraf sanatçısının yeteneğine kalıyor biraz da nasıl gözüktüğün, o düğündeki en ibiş çıkan sensin ya belki de tek sorumlusu sen değilsin kim bilir? :P Video ise kısmen daha riskli olmasına rağmen nispeten daha yakışıklı/ güzel çıkabiliyorsun, önceki saniyeyi kurtarmak için 1 saniye daha var önünde bulunmadık nimet resmen!
Hayattan kesitler çıkarmak; yanıp tutuşuyoruz değil mi bunun için? Neden böyle davrandğımız sorusunun cevabı gayet basit aslında, korkuyoruz çünkü; ölümden, hastalıktan ve birçok şeyden.... O an yanımızdaki insanı bir daha görememe ihtimali o anın kaydedilmesi gerektiği düşüncesini tetikliyor bazı zamanlar. Bazen bunun saçma olduğunu düşünüyorum, "saklamak için fazla değer veriyoruz bazı anlara" diyorum kendi kendime ama nereden bilebilirsin ki daha sonra o an için ne hissedeceğini? Yalan gülüşler gerçek gülüşlerin avcısı oluyor, bazen bir bakmışsın o an nefret ettiğin durumla bir süre sonra o anın kaydına bakarken dalga geçiyorsun... Hayat çok garip hem de çok... Ultrason fotoğrafıyla başlayan yolculuk; kişiye ve maddi güce göre devam ediyor. Aslında diğer pek çok yetenek/beceri veya hobide olduğu gibi.
İstanbul'daki vapurlar çekilmekten yoruldu, insanlar ise bırakın yorulmayı her geçen gün daha çok istiyorlar sanki vapurların fotoğraflarını çekmeyi. Bu ve bunun gibi bir çok obje var sanatçıların hoşuna giden ki fotoğraf sanatının resim sanatına teğet geçtiği (başbakanın tabiriyle teğet değil, hepimizin bildiği normal teğetten bahsediyorum!) yerlerden biri de bu aslında. Boğaz fotoğrafları/ resimleri her zaman hoşuma gitmiştir mesela benim. Tabi sadece sanata ve insanın zevkine hitap etmiyor hem video hem de fotoğraf. Artık moda arkadaşlara eşek şakası yapıp, kayda aldıktan sonra internete yaymak veya hayvanlarla çeşitli değişik olaylar yapıp bunları paylaşmak. Fotoğrafını çekiyoruz uygunsuz durumların, veya ünlülerle "çekiniyoruz" mutluysak sorun yok canım, o bizim ünlümüz "çekinmek" en doğal hakkımız! Adli işlerle de alakası var tabi özlellikle videonun, okuduğum okulun doğru düzgün ışıklandırması yok ama her bina tepsinde kamera var geniş açılı kayıt edenlerden. Ne yapıcaksın ışığı canım orada tecavüz olursa kayıt var işte, daha ne istiyorsun!
Daha derli toplu yazmaya çalışıyorum her seferinde ama beynim benim en büyük muhalifim ve bazen pantolonu o giyiyor bana da kölelikten başka görev kalmıyor...
Fotoğraf konusu ilerleyen zamanlarda benim kendi karelerimin altını süsleyecek, çünkü bence bazen fotoğraflar cümlelerle yarışıyor anlatım konusunda...
Bir camın ardından bakıp başka kimsenin bakamadığı gibi bakabilmek, bu kadar basit aslında fotoğraf!

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder