Pazar, Mayıs 09, 2010

ölmek sevmekten daha kolay

         o kadar çok özlediğim şey var ki: annemi, ailemi beyaz peyniri mesela veya evde kahvaltı etmeyi ya da babamın sesiyle uyanmayı bu 5 yıl benden çok şey götürdü ama bana ne getirdi bunu düşünmekten uyuyamıyorum geceleri artık...hayatımda o kadar eksik şey varken hiçbirini tamamlayamıyor olmak yorgunluk hissimin katlanmasına sebep oluyor. dış dünyadan -sakaryadan istanbuldakilerden ve ailemden başka insanlardan- bişeyler duymam bişeyler konuşmam lazım yoksa cidden yakıcam balataları ki bunun da tek yolu burası. şu an maddi imkanım olsaydı burada dakika durmazdım bunu biliyorum ama tek günlük -hatta bir kaç saatlik belki de -makarna workshop'ının 120 lira oldugu bir devirde hayaller bile sayaç görevi görüp para alıcak benden diye korkuyorum artık..

         sevebilecekken sevememek ya da sevildiğini bilmek ama bunu fiziksel olarak hissedememek dünyanın en büyük eksikliği gibi geliyor bazen.. içinde bulunduğum durumdan sıyrılıp "hadi gidip salak salak gezinelim" diyebilmek ne büyük lüksmüş arkadaş ya! 

dilbilgisi hatalarım olduysa affola zira su an hissetliklerim karşısında bi kaç kurala uymak zerre umrumda değil.

bunu okuyosan eğer ve annen yanındaysa git elini öp ve özür dile ondan çünkü elbet bir hatan olmuştur ona karşı ve elbet anında affedildiğin için farkına varmamışsındır bu salaklığın!

sevgilerle.

1 yorum:

  1. E hani bu yazının linki? Boşluyorsun beni bak:)
    Alışmalısın sormadan hayatın getirdiklerini karşılamaya. Ancak o zaman keyfine varabilirsin... Ölçüp biçerek yaşanmaz ki! Hangi birimi kullanacaksın duygularını tartarken ya da düşüncelerini hesaplarken?

    YanıtlaSil